"Allah'ın elçisi" filimine eleştiri

Mecid Mecidinin Filmi

“MUHAMMED”(A.S)

Kur’an okurken ve Sireti Nebinin hayatını mutalaa ederken sizde Rasul ve Rasuller öyle derin izler bırakıyor ki, eğer doğru olarak; Allah ve rasulunun, anlamanızı isteği yerden okursanız bir de( beşer Rasul, arkadaş Rasul, uyarıcı Rasul,yiyen içen içimizde dolaşan Rasul); her daim Rasul yanınızda imiş gib hissediyorsunuz. Ve muhabbetini, şefkatini, onun ashabıymış gibi olma duygusunu yüreğinizde, en derinlerinde hissediyorsunuz.

Kur’anın bize anlattığı Rasul evimin bir ferdi, arkadaşlarımın en samimisi, ailemin en özleneni, kıymet verdiklerimin en kaybedilmekten korukulanı oluveriyor. Ve hepsi de beşer peygamber olarak bakınca oluyor. Ve siz bu duygularla olaya bakınca daha edepli, daha mutevazi, daha merhametli, daha sabırlı, daha insancıl olan tarafınızı ortaya koyuyor ve tüm aklı düşük, zalim, aptal, bidat ehline karşı kimliği ne olrusa olsun rahatsız oluyor ve daha özgün eleştiri de bulunabiliyorsunuz.

Ortada bir siz, bir Allah ve Rasulu ve onları tanıtan kitap, bir de sorun yaşadığınız, diğerleri oluyor.

Ve olaylara bu üçlünün bir arada oluş halinde neler yapacağını düşünerek bakıyorsunuz.

Mustafa islam oğlunun ele aldığı konu (ki Allah ondan razı olsun) üç mauhammedi bize öyle bir tasavvur ediyor ki göğe uçurulan, mistik hava yüklenen, olağan üstü güçleri olan, sürekli matem ve hüzün deryası olan, ve habire korunması gereken, ve sürekli öldürülmeye çalışılan ve hüzünden dolayı yanından kaçasınız gelen bir profil, ya da hiç bir kıymet verilmeyen, kapıdan Rasul mü girdi yoksa dilenci mi girdi belli değil tarzı değersizleştirip yaşamdan soyutlanan iki tasvvuru ortaya koyuyor ve içinizi daraltan bu tasvirden sonra hah aradığmn elçi bu dediğiniz kur’anın tasavvur ettiğ rasul....

Bu, bir iki gündür yapılan yorumlara bakınca; Türkiyede yapılan eleştirilerde tamamen gerçeklikten uzak, mezhepçi,ırkçı eleştireler görüyoruz. Aslında eleştirenler eleştidiklerinden farklı da bakmıyorlar peygamberlerine. Bu eleştiri uzmanları da rasule tüm olağan üstü mistik havayı yüklüyorlar. Aslında sevinmeleri lazımdı ; ooooo İran da bizim gibi peygamberi uçurmuç diye. Adamlar ellerinden geldiği kadar hirisyan ve yahudiler de dahil olmak üzere kendilerinde ve sunni camiada ne kadar hurafe varsa hepsini toplamış ve kullanmışlar. Hiç kimseyi kırmamışlar diye ...

Evet kötü bir şey yapmışlar sunni camianın kafir diye tutturduğu ve ölene kadar Rasulu himaye eden amcası ve dedesini müslüman, tevhid ehli yapttıkları için . ne de osla bu iki zat; Abdulmuttalip ve Ebu Talip rasulu mudafaa etmişler ve  rasulun torunlarını ve ashabını katletmemişlerdi. Üstelik ne saraylarında zinayı, ne de içkiyi bliyorlardı. Evet çok kötü yapmışlardı rasulu mudafaa edenlere merhamet edip cennetlik olduklarına inandıkları için. Ya bir de rasulün torunlarına komplo kuran muaviyeyi ve oğlu yezidi iyi yapsalardı ne iyi olurdu demi!.

Evet! Filmi her türlü eleştirebiliriz. Dini açıdan; mesela hiç bir mesajı yoktu diyebiliriz. Tevhid peygamberinin çocukluk döneminde nasıl bir ailede doğduğunu ve o öyle sevgi ve muhabbetle büyürken diğer kavimlerde ne tür sapkın ve cahilane bir tarzda çocukların büyütüldüğünü ele alabilirdi. Rasulun ailesinin nasıl temiz bir aile olduğunu kadınlara nasıl değer verdiğini, mirastan nasıl haklar alabildiklerini ve nasıl ticaretle uğraşabildiklerini falan. ve toplumun içinde olduğu sorunların nasıl rasulu üzdüğü daha net ve daha belirgin gösterilebilirdi. Çocuklara ve gençlere kılavuzluğu açısından.

Kılık kıyafetlerle makyajlar baştan sona sorgulanabilr. Mesela çöl gibi bir yerde  ve bir de o dönemde beyaz kıyafeteler. Yapılan makyajlarda 60 üstü bir adamın 35 40ında gözükmesi.

Oyunculuk açısından bakınca. Dayak yiyen adamın enerji içeceği tüketmiş gibi aktif oluşu.

Çağı değiştiren bir elçi için ağır ve uyuşuk aksiyonu az bir filim oluşu

Kısacası eleştirecem dedin mi çok şeyler bulursunuz

Realist yaklaşmak gerekirse Türk usulu- amerikan tarzı bir “muhammed olmuş. Mesajı nerdeyse yok denecek kadar az. Görsele ve efektlere denilecek şey yok ama tevhid peygamberinin tevhid mesajı iyi işlenememişti.

Bana göre bu filme yeni bir ad vermeli ve demeli ki “ TÜM MEZHEBLERİN İNANDIĞI MUHAMMED”.

Ve bana göre bir de “ KUR’ANA GÖRE MUHAMMED” diye bir filim daha çevrilmeli.

AYŞE SIDIKA KOÇAK


--------------------------------------------------------------------------------------------------------

Ramazan Yaman - Mustafa İslamoğlu Sevenler Platformu

36 dk. ·

ŞİA'NIN MUHAMMET FİLMİNE GİTMEYİN; CÜBBELİNİN EHLİ SÜNNET FİLMİ GELİYOR, ONA GİDİN!
Jet Fadıl, Şia propagandası yapan Muhammet filmine tepki için bir film şirketi kurmuş ve baş ehli sünnet savunucusu Cübbeli Ahmet'in senaryosunu yazdığı bir film, yakında çekilecek ve vizyona girecekmiş.
Senaryo da, Hz. Muhammet çocukluğundan başlayarak işlenecek miş.
Hikâye şöyle;
Arkadaşlarıyla oynamak da olan küçük Muhammedin yanına iki melek gelir ve onu yatırıp cerrahi bir müdahaleyle kalbini yararak beyaz ve kar gibi bir şeyi kan pompalayan organına koyarlar. İtiraz edenlere Duhan suresi delil olarak gösterilir. Zira Duhan suresinde " ...biz senin içinden sıkıntıyı giderip kalbini ferahlandırmadık mı?" ayeti vardır. Gerçi aynı ayetin devamın da "Belini çatırdatan yükü hafifletmedik mi?" der. "Rasülün sırtında odun veya başka bir yük mü vardı o zaman?" diye cahil cahil konuşanlara, uygun birer yafta da hazırlanmış; "Sünnet inkârcısı! Reformist! Zındık! "vs.
Film de Allah rasülü, hayat, cihat, hukuk, adalet, tevhidden ve insanın kemale ermesi için gerekli söz ve fiilerden ziyade, "idrarımı için! Şeyhinizi hayal edin, kertenkelelere acımayın öldürün, kuranı suretâ okuyun ve anlamaya çalışmayın, ayetleri oranıza buranıza okuyun ve bilumum organlarınızın işlevini zirveye çıkarın!" diyor! Fakat rasül kendisi görünmüyor; çünkü cübbelinin rüyasında her akşam danışıp sohbet ettiği rasülün benzeri bulunamamış!

Film de ayrıca fırka-i naciye olan cemaatte açıklanıyor! Kadiri tarikatının Halidí kolunun seçkin fırka olduğu, şimdi bu fırkanın baş temsilcisinin Cübbeli Ahmet olduğu izhar ediliyor! Zat-ı Cübbeliye iftira edilip hapse girdiğinde, cübbeli şeyhine gidip meseleyi anlatıyor. Şeyhi diyor ki; "Ahmet, senin işini evliyaullaha ilettim. Fakat iş onları aşınca bizzat Allah, 'Ahmedin işini bana bırakın! Onunla bizzat ben ilgileneceğim!' buyurdu!" Bu hakikate itiraz edenleri filmde bizzat rasul azarlıyor ve "Benim göremediğim rabbimle her akşam sohbet eden, benim uhud savaşında bizzat kılıcımla savaşıp mağlup olduğum halde, bastonuyla yatak odasından ateş eden bir veliye kimmiş itiraz eden?!" diyerek, zamanın bahtsız ve imansızlarına fırça atıyor!
Şianın nefret ettiği hz. Aişe annemiz, ayetleri keçinin yediğini söylüyor filmde. Buna inanmayanlara, Allahın kuranı kıyamete kadar koruyacağını söylediği ayeti referans gösterenlere nesh'in keçi arayıcılığıyla gerçekleştiğini haykırıyor ve filmde şiaya lanetler yağdırıyor!
Film, daha güngörmemiş nice hikmetleri hikâyenin akışında gözlerimizin önüne seriyor!
Şianın filminde Mehdi varmış; Bunda da var!
Şianın filminde imamlar masum muş; Bunda da Gavslar masum!
Şianın filminde hristiyanlığa kayma varmış; Bunda hristiyanlığın temel öğesi olan azizlik (yücelik, seçkinlik) istemediğiniz kadar var!

Bekleyin ve Şianın filmine gitmeyin! Ehli sünnet filmi geliyor! Hem cübbeli, Cabris Golld otel işinde Fadıl Akgündüz'ün yanında olmuş ve bu işin ümmete hayırlı olacağını beyan etmiş fakat Fadıl paraları alıp tüğmüştü! Buradan hem itibar, hem de maddi zarara uğrayan cübbeli yanmaz kefen işine girmiş, fakat toparlayamamıştı... Ehli sünnetin korunması için Cübbeliye destek şart! Şanın filmine gidip ehli sünnet itikadınızı incitmeyin!
Ramazan Yaman.
**********************************************************************
Ahmet Turgut

ÇOK TARTIŞILAN O FİLMİ İZLEDİM. İŞTE YORUMLARIM...

Mecid Mecidi'nin 5 yıllık bir emekle ve 30 Milyon dolar bütçeyle çektiği "Allah'ın Elçisi: Hz.Muhammed" filmi etrafında bir sürü yorum-tenkit izliyoruz-okuyoruz. Teo-politik kaygılarla sadece olumsuzlayan ve hatta hakaretler sıralayan yorumlarla birlikte sinematografik, irfanî ve tarihi referanslar üzerinden dengeli kritikler yapan kalemlere-dillere de rastlıyoruz. Böylesi iki yorum kuşağının ulaşmak istedikleri hükümleri yazımızın son kısmına bırakarak filme dair kendi gözlemlerime ve kritiklerime geçiyorum.

ÖNCE SİNEMATOGRAFİ...

Mekân, kostüm, dekor, görsel efektler ve bilumum prodüksiyon unsurları itibariyle gayet görkemli bir yapım. 30 milyon dolarlık bütçenin hakkını fazlasıyla vermiş. Özellikle Fil Vakasının canlandırıldığı sahneler muhteşem. Anlıyoruz ki; imkan verildiği takdirde Ortadoğu'lu yönetmenler, Holywood'daki meslektaşları kadar başarılı sekanslar üretebilecek seviyedeler.

"Görkemlilik" vurgusu üzerinden bakınca rahatlıkla diyebiliriz ki; bu film, Çağrı'yı aşmış durumda...

Resimler ve planlar da gayet başarılı. Zaman zaman aksayan tek yön, kamera hareketleri...

Senaryonun vazettiği duygusal ortam pek çok sahnede seyirciye başarıyla verilmiş. Haliyle filmi izlerken yanınızda mendil bulundurmanızı hassaten tavsiye ederim. Lakin üç-dört sahne var ki; Mecid Mecidi eline geçen fırsatı tepmiş bence.

Görseldeki genel başarıyı müzik için ifade etmek zor. Sahne bazlı düşünüldüğünde hareket ritmi ve duygu durumuyla uyumlu müzikler yer alsa dahi lokalde yakalanan bu uyum, filmin geneline atılabilecek bir imza hüviyetinde değil maalesef. Üstelik Batılı enstrümanlar ve müzik kalıplarıyla seslendirilen kısımlar, belki Avrupalı-Amerikalı seyirciler için bir aşinalık oluşturabilir. Lakin Müslüman izleyiciler açısından gereksiz bir yabancılaşma efekti uyandırıyor. Hele de bu film ile Çağrı arasında müzik konusunda kıyas dahi yapılamaz.

İkinci-üçüncü derece roller dahil oyunculuklar genel anlamda iyi. Özellikle de Abdulmuttalip, Ebu Talip ve Halime karakterlerini oynayan oyuncular harika. Başroller içerisinde "Keşke daha iyi olsaydı" diyebileceğimiz tek performans, Amine karakterini canlandıran aktrise ait...

Çağrı filminde olduğu gibi burada da senaryoda keskin geçişler var. İslam Tarihine vakıf olmayan izleyiciler bu geçişler esnasında konu bütünlüğünü yakalayamayabilirler. Böylesi bir sorunu aşabilmenin -bilinen sinema tarihindeki- tek yolu kurguyu (hayal gücünü) artırmak. Lakin filmin konusu Peygamber Efendimiz (sav) olduğu için (Çağrı'da olduğu gibi bu filmde de) senaristler kurgu konusunda rahat davranamamışlar. Haliyle böylesi sert geçişler kullanmak zorunda kalmışlar. Yukarıda yönetmenin fırsat teptiğini belirttiğimiz kısımlarda daha çok senaryo tercihlerinin payı olduğunu da ifade edebiliriz.

Ez-cümle: Reji, prodüksiyon, senaryo ve oyunculuklar açısından başarılı bir yapım. Teknik manada aksayan tek saha müzikler...

İRFÂNÎ ve SOSYAL MESAJLAR AÇIDAN...

Çağrı filmi Efendimizi (sav) daha çok katılmış olduğu savaşlar üzerinden anlatmış ve hikayenin merkezine yiğitler yiğidi Hamza karakterini almıştı. 1976 yapımı olduğu için dönemin ruhunu da dikkate alarak 'inananlar-inanmayanlar' ayrımını daha çok 'zengin-fakir' farklılığı üzerine inşa etmişti.

Bu filmde Efendimiz (sav) savaşlardan ziyade sevgi ve rahmet boyutuyla öne çıkarılıyor. 'İnananlar-inanmayanlar' ayrımı 'Ümeyyeoğulları-Haşimiler' ekseninde beliriyor. Hikayenin merkezinde ise yiğitlik timsali Hamza karakteri yerine Efendimize (sav) iki nesil hamilik yapan Abdulmuttalip ve Ebu Talip karakterleri yer alıyor.

Efendimizin (sav) annesiyle olan bebeklik dönemine dair sahnelerde Meryem Anne ve Hz.İsa'ya (as) çağrışımlar yapılmış. Böylelikle Hristiyan izleyicilerin bilinçaltına "Tüm Nebiler kardeştir" mesajı verilmiş. Benzer şekilde filmin sonlarına doğru yer alan deniz sahnelerinde Hz.Musa'ya (as) dair göndermeler yer alırken bu kez Yahudi bilinçaltına müşterek değerler mesajı sunulmuş.

Kendi Kitabına ve geleneğine sadık Rahiplerin ve Hahamların 'Müjdelenen Son Nebiden' haberdar oldukları, buna rağmen bazı din adamlarının ırkçı-kimlikçi bakışlar ve dünyevi menfaatler uğruna bunu inkâra yöneldikleri de hassaten vurgulanmış. Filmin son kısmında okunan ayetler Ehl-i Kitap ile hangi zeminde uzlaşabileceğimizi hatırlatmış. Nitekim film, yukarıda da belirtildiği üzere İslamiyetin sevgi ve rahmet eksenini öne çekerek İslamofobik propagandalara cevap mahiyetinde başkaca mesajlar da iletiyor.

Filmde yer almayan ama Kütüb-i Sitte'den bildiğimiz bir hadis filmin özeti mahiyetinde...

"Yetime ikram edilen ev, evlerin en kerimidir."

Gelelim, filmin üzerinde en çok fırtına koparılan üç ana başlığa...

Çoğu yorumcu Hulefai Raşidin'in filmde karakterize edilmemiş olmasından ve Efendimizin (sav) amcası Ebu Talib'in filmde Müslüman görülmesinden rahatsız. Üstelik Âlemlere Rahmet Efendimizin (sav) filmde gösterildiği iddiası da var.

Burayla ilgili söylenebilecek çok söz var. Lakin özetle şunları fikredebiliriz:

1) Peygamber Efendimizin (sav) yüzü hiçbir sahnede görünmüyor. Bebekken kolları ve bacakları görülüyor. Çocukluk döneminde elleri, topuğa kadar ayakları ve saçları görünüyor. Fıkhî açıdan bunu dahi zararlı-yanlış-haram gösteren yorumcuların Efendimizi (sav) simaen resmeden Osmanlı Nakkaşları hakkındaki yorumlarını da merak ediyoruz.

2) Efendimizin (sav) çocukluk dönemine dair bir sahnede gözü resmediliyor. Bu resim 3 kez tekrarlanıyor. Açıkçası filme hiçbir değer katmayan bir tekrar olan bu kısmı ben de yadırgamış bulunuyorum. Efendimizin (sav) gözü gösterilmemiş olsaydı daha nezih olurdu.

3) Filmi çeken ve filmin bütçesini ayarlayan kadrolar Şia mezhebinden. Erbabına malum olduğu üzere Şia tarih okuması ilk üç halifeden hazzetmez. Haliyle Şia kalemlerce yazılan bir senaryoda ilk üç halifenin görünmesini beklemek safdilliktir. Keza senaristler mezhepçi bir tutum takınacak olsalardı Ehl-i Sünnet'in değer verdiği sembol isimleri -henüz iman etmedikleri- müşrik zamanlarına dair -kız çocuğunu diri diri gömme misali- sahneler üzerinden hikayeye dahil edip onları 'kötü adamlar' kadrosundan gösterebilirlerdi. Şükür ki; senaristler öylesi alanlara girmemişler.

4) Unutulmamalı ki; Sünni kalemlerin senaryosunu yazdığı ve Sünni bir yönetmenin çektiği Çağrı filminde de Hulefa-i Raşidin karakterize edilmemişti. Dialoglarda dahi isimleri geçmiyordu.

5) Şia resmi tarih Efendimizin (sav) amcası Ebu Talib'in imanına kefildir. Sünni meşhur tarih binlerce sahabinin imanına kefilken Ebu Talib konusunda "Bizce meçhuldur" diyerek kararsızlık ifade eder. Bazı Sünni tarihçiler "Müslüman olmadı" derken, yine bazı Sünni tarihçiler ve günümüz kanaat önderleri buna itiraz eder ve onun Müslüman olduğunu söyler. Bugüne kadar hiçbir Sünni otorite "Ebu Talib'in imanını reddetmek Ehl-i Sünnet ve'l-Cemaat olmanın şartıdır" diye bir kaide zikretmedi. Oysa pek çok film eleştirmeni "Ebu Talip Müslümandı" iddiasını değil mezhepten toptan dinden çıkmakla eş anlamlı sunmaktalar. Bu hadsiz tepkinin Ehl-i Sünnet ilkelerinde bir karşılığı bulunmamakta...

TARİHİ AÇIDAN...

Film senaryosunda yer alan Samuel-Eşmayel karakterinin kurgu olduğunu düşünüyorum. Bu kurgunun tarihsel izdüşümünde Yahudilerin henüz daha çocuk yaşlarda iken Efendimize (sav) karşı düşmanlık etme heveslerinin bulunması var. Bu kurgu bir tehdit unsuru olarak filmin ilk yarısı için heyecan-dinamizm sağlıyor. Öylesi bir kurgu hikayeye dahil edilmeyince dramaturji açısından senaryo tamamen çökme tehlikesiyle karşı karşıya. Nitekim içerisinde aşk ve aşıklar veya baş karakterin amacı ve ona engel olan diğer karakterler bulunmazsa ekrana sinema filmi değil belgesel yansımak zorunda...

Ebu Leheb karakteriyle ilgili kurgular daha çok aleyhte işletilmiş. Zira bildiğimiz tarih (en azından Sünni meşhur versiyonda) Ebu Leheb, Efendimize (sav) Nübüvvet sonrasında düşman olmuştu. Doğumu ve çocukluk yıllarında Efendimiz (sav) ile amcası Ebu Leheb arasında karşılıklı sevgi-saygı hukuku hakimdi. Öyle ki; iki kızını amcası Ebu Leheb'in oğulları Utbe ve Uteybe ile nişanlamıştı. Filmde gösterildiği ve dialogla altının çizildiği üzere Ebu Leheb çirkin bir kimse değildi. Hatta parlak, aydın, güzel bir simaya sahip olduğu için ona Ebu Leheb unvanı verilmişti. Oysa bu filmde Nübüvvet sonrası için 'kötü adam' sayılabilecek karakter, Nübüvvet evvelinde de 'kötü adam' kontenjanında yer almakta...

* * *

İzleyerek veya izlemeyerek sadece söven yorumcuların ortaya koydukları eleştiri-hakaret donelerine ve bunları ifade ediş üsluplarına bakınca bu yorumların şu mesajları içerdiğini anlıyoruz.

1) "Ey Müslümanlar!.. Peygamberiniz (sav) ile ilgili film çekmeyin!.. Onu (sav) ve mesajını eskimiş bir masal olarak bırakın!.. Geniş kitlelere, gençlerinize ve çocuklarınıza Onu (sav) modern imkanlarla anlatmayın!.."

2) "Ey Müslüman Sanatçılar!.. 40 yıl arayla da olsa Hz.Muhammed'e (sav) dair filmler çekecek olursanız ananızdan emdiğinizi burnunuzdan getiririz. Sonra da oturur, niye bizde de Hz.İsa (as) veya Hz.Musa (as) hakkında çekilenler gibi filmler yok diye yine size küfrederiz..."

3) "Ey Sünniler!.. İranlıların çektikleri filmleri izlemeyin!.. Holywood'un on binlerce filmle başaramadığı çözülmeyi İranlı yönetmenler mazallah iki filmle başarır, vs..."

İzleyip olumlu-olumsuz eleştiriler ve zaman zaman öneriler getiren yorumcuların genel mesajları ise şunlar olsa gerek...

1) 1976'da Kaddafi Libya'sı Çağrı filmini çekmişti. Yenisi için 40 yıl bekledik. Bu kez 2056'ya kadar bekleyecek sabrımız yok...

2) Mecid Mecidi, Mustafa Akkad'ın Çağrı'sının üzerine bir şeyler çıkabildi. Bu iki filmin-tecrübenin üzerine şimdi neler ekleyebiliriz?

3) Türkiye olarak Çağrı ve Allah'ın Elçisi filmlerinde içimize sinmeyen yerleri dahi aşacak bir çalışmaya imza atacak mıyız? Yoksa kenarda bekleyip emek sahiplerini tenkit etmekle mi yetineceğiz?..

SON SÖZ...

Mukaddesatı anlatmanın ne denli zor ve karın ağrısı bir iş olduğunu yakinen bilen-hisseden biri olarak; Mecid Mecidi'nin şahsında bu filme emeği geçen herkese şahsım adına teşekkür ediyorum. Niyetlerinin ve emeklerinin karşılığını 'anlatmaya çalıştıkları' Nebinin (sav) elinden alsınlar inşallah...

Tüm dostlara bu filmi maaile izlemelerini tavsiye ederim. Herkes kendi fikrini-kanaatini izledikten sonra daha sağlıklı edinecektir zaten...

Musavvir olan Allah, bu filmden daha iyisini-güzelini ortaya çıkarmak isteyenlerin yar ve yardımcısı olsun, bizleri de inşallah öylesi çalışmaların bir ucundan tutabilmekle lütuflandırsın!..

Kalın sağlıcakla...


 

 


 
 
Facebook beğen
 
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol