TECAVÜZCÜYE VE KATİLLERE İDAMIN ÖRTBAS EDİLMESİ İÇİN TECAVÜZCÜ YASASI GÜNDEME GELDİ. YOKSA SEBEBİ OLAN FAHİŞELİK VE ZİNA VE ONA GÖTÜREN TÜM PROĞRAMLAR DA SON BULABİLİRDİ.
ANDOLSUN İNCİRE VE ZEYTİNE. VE SİNA DAĞINA. VE BU GÜVENİLİR ŞEHRE.İNSANI ENGÜZEL BİR BİÇİMDE YARATTİK. SONRA ONU AŞAĞILARIN AŞAĞISINA ÇEVİRDİK. ANCAK İMAN EDENLER VE SALİH AMEL İŞLEYENLER BUNUN DIŞINDADIR. VE ONLARA KESİNTİSİZ BİR ECEİR VARDIR.ARTIK HANGİ ŞEY DİNİ SANA BUNDAN SONRA YALANLATIR. ALLAH HÜKMEDENLERİN E İYİ HÜKMEDENİ DEĞİL MİDİR.(TİN SURESİ)
Allah Teala insanı yaraıtken (HALAKA)خلق KELİMESİNİ kullandı.ve yaratırken ona rasulu övmek için "sen yüce bir ahlak üzerindesin" diye kullandığı "ahlak" olgusunu da yükledi.
yani خلق - اخلاقhalaka-ahlak kelimelerinin birini yaratmada diğerini içini doldurmada kullandı. tıpkı bilgisayar gibi. Bir bilgisayar beynine yüklenen;ofis, windows, wideo oynatıcıları, yazıcısı, arama motorları gibi bir çok donanım olmadan işe yaramıyor veya istenilen şeyleri yapamıyorsunuz.
Her şeyi en mükemmel şekli ile yaratan Allah, beyinsiz bir insan yaratmadığı gibi yarattığı beyni de boş, akılsız ve proğramsız bırakmadı. hatta daha ileri aşamada o insanla, beyninin içindeki aklı,ve kullanacağı yerleride gösterecek kılavuzu ve kalvuzun kullandığı kitabı da gönderdi. iş tamamdı artık. en mükemmel yaratan en mükemmel donanımla, hayatta en mükemmeli yapacak bir canlıyı yer yüzünde memur etmişti.
Eve aldığımız bir alet yanlış amaçlarla ve prosedüre uygun kullanılmayınca bozulmakta veya randıman vermemektedir. bunu hepimiz bilmekteyiz. zorunlu olarak canımızın istediği şekilde değilde aleti üretenin isteğine, yönlendirmesine uymaktayız.
Şimdi bakalım insan denen alet yada günümüzün ifadesine göre insan denen robot Allahın yükeldiği ahlakı,proğramı kullanamayınca neler oluyor.
Allahın indirdiği kılavuz, rehber bu robotların yöneticisi olan beyin ve vicdan tarafından kullanılmıyor hatta arkaya atılmış bir vaziyette. kabul edilmemiş, red edilmiş ve hatta o beyin ve nefis tarafından "biz kendi kendimize var olduk" inancı savunuluyor. "kimse hesap soramaz" dürtüsü ile de hareket ediyorlar.
sonuç:
katiller, caniler, işkenceciler, tecavüzcüler, ve onları savunan kesim, idam edemeyen zihniyet, idam edilmediği için azıtan asalaklar, ve bu salakların üzerinden pirim yapmaya çalışan batı- batılılar-batıllar...
Halık'ı atılmış Halk'ın Ahlakı olurmu?
Yapanı tanınmayan bilgisayarın proğramsız beyninin yapacağı kadar topluma faydalı olur. Öyle ki bilgisayar da dahil kullanamadığınız araçlar çöpe gider. ama insan topluma fayda vermiyorsa atamazsınız. attığınız yer eğer toprağın altı olmazsa döner yine sizi bulur. hatta attığınız yerde problem üretmeye başlar.
öyleyse hiç bir ihtarın fayda vermediği, kendini düzelmeyen ve zarar üstüne zarar verenlerin çöplüğü ancak idam ile atıldıklar mezar olur.
tecavüzcüler verilecek idam; tecavüzcüyü yaşatma yasası ile ne iğrençliklere dönüştü.
18 yaşın altında evlenenler tecavüzcü ve tecavüz mağduru olurken gerçek tecavüzcüler dışarda bayram eder oldu.
18 yaşını doldurrmayan binlerce fahişenin türediği ve türetildiği okullara ve filimlere ses seda çıkmaz hale geldi.
Her çocuğun onlarca sevgili edinmesi meşru kabul edilirken meşru birliktelikler hapis yolu ile cezalanıdırılıyor. ve sevgili halde yaşamak özendiriliyor.
Ahalakı çalınan toplumun ahlaksız yöneticilerinin korktukları batı-batıllar -Allah'ı halkı ve ahlakı- iptal etmeye çalışıyorlar.
ve var gücü ile savaşıyorlar.Zulm üstüne zulum yapılıyor ve reklam türü haberlerle yaygınlaştırılıyor.
Üstüne üstelik bir de cemattler ve hocalar; huriler, cariyeler, muta gibi ifadelerle hayır ve ilim müesseselerinde ve batıya özenti duyulacak kıyafetler içinde olan çocukları ile bu rezaletin artmasına vesile oluyorlar.
Tabii balık başatan kokar. Hocalar ve cemaatler ile müsülman halklar, batılı gibi yaşamaya özen duydukça bu musibetler de bitmeyecek.
KUR'AN OKUYARAK ZİHİN TEMİZLİĞİ;
TEMİZ VE EĞİTİCİ HABARLER VE PROĞRAMLAR İLE KULAK GÖZ VE BEYİN TEMZİLİĞİ YAPILMALIDIR.
İSLAMA UYGUN GİYİM VE İSLAMA UYGUN YERLERDE BULUNMA İLE BEDENSEL VE ÇEVRESEL TEMİZLİK YAPILMALIDIR.
VE UYGUN MODELLER İLE HAYATA LİDERLER TAYİN EDİLMELİDİR.
AKSİ HALDE TÜM SANATÇI VE TECAVÜZCÜLER MODELİMİZ OLMAYA DEVAM EDER....
SELAM VE DUA İLE....
AYŞE SIDIKA KOÇAK
.....................................................................
EĞİTİM YUVALARINDA TECAVÜZ
okullar, cemaatler, vakıflar ve dernekler olmak üzere tecavüze uğrayan kızlara ilk önce meryemce duruşu öğrtmeliyiz.
yanlış anlaşılmasın tecavüze uğrayan mağdurları itham edipte onlara uzanan elleri desteklemiyorum. biz madem bu alçaklardan çocuklarımızı kurtaramıyoruz. ozaman çağın bu bulaşıcı hastalığı olan ve nerdeyse tüm çocukların maruz kalabildiği bu saldırıdan korunmak için; ki insanlık var olduğundan beri tüm zayıfların maruz kalabildiği bir saldırıdır. acaba hayat kitabı olan kur'anın bir eğitici tarfı ve bir de koruyucu tarafı yokmudur.
madem bu kutsal kitap bir yaşama kitabı öyleyse bu alanda da bir kanunu olmalıdır.
sonra Kur'ana bakıyoruz ve buna temas eden, işi kökünden halleden bir modellemeye şahit oluyoruz. tıpkı Nasrettin Hoca'nın,çocouğunu suya gönderirken tokat atması hikayesinde olduğu gibi ...
Hz. Meryem ve erkek dolu mabed. Hz.Musa ve erkek dolu çalışma alanıda kadın ve erkek duruşu;Hz Yusuf ve şehevi açlıkla saldıran saray kadınları....
bu örneklerden de anlaşıldığı gibi hepsi bekar ve hepsi sosyal alanda yaşamak zorunda kalan örnek şahsiyetler. hz Meryem bize islami ortamlarda, cemaatlerde, vakıflarda, okullarda toplumun en zayıf ferdi olan kadının duruşunun ne olması gerektiğini, velilere de Zekeriya üzerinden eğitimin, hamiliğin nasıl olması gerektğini öğretir.
Öyleyse kızlarımızı bir yere gönderirken Allah'ın onu koruması için bilgi ve iffet sahibi olması gerektiğini, ve bir veli olarak kendisinin de sürekli mukarebe etmesi ve sorgulaması gerektiğini öğrenmelidir.Tabii ki Allah tecavüzcüyü cezalandıracaktır. Ama korkarım ki Kur'an okumayan ve tedbir almayan bizleri de cezalandıracaktır..
Gerek Musa'da ve gerek karşısında ki kızlarda; gerek Yusuf'ta olsun; sağlam karakterli kişilerin bu karakterinin arkasında bir eğitimciyi görürüz. öyle hemde sanıldığı gibi 7-24-365 gün yanlarında olan değil. belkide kendileriyle hayatlarının çok az bölümünde beraber olmuşlardır. ama bu beraberlikleri sağlam ve hayat kurtarıcı olmuştur.
Ebeveynler Az, Öz, Etkin, Eğitici ve Hayat kurtarıcı modelliği önemsemelidirler. ve çocuklarının nereye girdiklerini ne aldıklarını ve ne zaman nerede olduklarını bilmelidirler.
çocukların kişisel gelişim süreceinde ahlakı, anne ve baba yanında, yada sağlam bir eğitici yanında atılacağına göre arkadaşları ile bir araya gelip ders yapmalarına , gezmelerine, ve zamanalarını arkadaşları ile geçirmelerine fazla musade etmemelidriler. yaş kemale erince de arkadaşları ile öğrendiklerini uygulayabilme fırsatı tanımalıdırlar.....
A.KOÇAK