HACC
Hacc'da nedir abla hey?
Anlat bunu, nasıl şey!..
Gidip görse Kabe'yi
Kâfi midir; Bayan-Bey?
Hacc büyük bir töre' dir.
Ömür de bir keredir.
Müslimlerin Mekke'de,
Yaptıkları kongredir.
Bu kongreye gelenler
Birbirini görenler,
Neler yapar orada;
Allah'ını bilenler?..
Arafatta dururlar!..
Mekkeye varırlar!..
Yedi defa Kâbenin,
Etrafında dönerler!..
Deli-çocuk değilse,
Müslüman ve hür ise,
Gitmeli mi kul hacca;
Madden o çok güçsüzse?
Müsaitse dururmu...
Bulmalı bir yolunu...
Ziyaretle Kâbe'yi
Yapmalı bu farzını!..
Beyaz-Siyah derili,
Erkekli ve dişili,
Birbirini insanlık;
Orada mı bilmeli?
Kafi değil görüşmek...
Gerek orada dertleşmek...
Yıkmak için Tagut'u,
Hacc'da olur sözleşmek!..
Hacc'da bunlar olurmu?
Mü'min hınçla dolar mı?
Birbirinin müslümler,
Tağut'una çatar mı?
Anlamadım sorunu!..
Mü'minin bir sorunu!..
Birbirinin derdiyle,
Dertleşmemek doğru mu?
Dertleşsinler dertlerle!..
Fertler diğer fertlerle!..
Fakat ayrı milletten,
Uğraşılmaz kontlarla!..
Yalnız ferdi dinlemek,
Tedaviye gitmemek,
Mü'minlere yakışmaz;
Zalimleri ezmemek!..
"Dertleriyle mü'minin,
Dertlenmiyen müslimin,
Değil!.. diyen ölçüye;
Bakışı ne bacimin?!!.
Şimdi güzel söyledin!..
Bundan sen ne bekledin?!
Derde ortak olmayı;
Hasbuhal mi anladın?!
Hasta olan kimseye,
"Geçmiş olsun!. demeye,
Benzemez mi bu durum;
Bir taziye etmeye?..
İyiliği bukadar;
Solcu-Sağcı da yapar!..
Mü'min diğeri için;
Olmaz mı hiç fedakar?!
Fedakarlık?! Müsalime,
Düşkün ise Mü'mine,
Yapılıyor elbette;
Camilerde kimine!..
Camilerde dualar...
Toplanılan paralar...
Hoştur!.. Fakat veriyor;
Buncağızı Halalar!..
Daha neler istersin?
El'den neyi beklersin?
Mal ve dua yetmez mi?
Niçin Başka şey versin?
El mi dedin müslime?
Bu nasıl söz, mü'mine?
"Müslimanlar kardeştir"
Ortaktırlar derdine...
Müslümanlar kardeşse..
Mü'minlği gerçekse...
Esir iken kardeşi,
Niye rahat öyleyse?..
Müslümansa kul eğer,
Verir kardeşe değer...
Mü'minlere zulmeden,
Tağut'a baş mı eğer?..
"Tağut" dersin devamlı!..
Nedir "Tağut"? şeytan mı?
Anladım,bir zalim o!..
Emperyalist fermanlı!..
Yasasına Allah'ın,
Yoluna hak Nizamın,
Karşı çıkan Tağuttur;
Devletine Kur'anın!..
Ezilirken müslimler,
Esir iken mü'minler,
Hacı nasıl andlaşır;
Başta iken kafirler?
Okunursa "Hak Kitap"..
Bu konuda var hitap..
Uyulursa Rasule,
Müslim olmaz hiç bitab!..
Kafirlere itaat,
Olmaz puta hiç taat!..
Hacc ni'meti bilinse,
Tağut olur mu rahat?..
Rahatlığı tağutun,
Sömürüsü her putun;
Müslümanın Kur'anı,
Bilmemesidir bütün!..
NAMAZ
Can kardeşim Hatice!..
Anlat bana güzelce!..
Beş vakitte kılınan;
Namazları düzgünce!..
Bilmezmiyim namazı?
Unutulmaz o bazı!..
Ezberinde beş vaktin;
Sünnetleri ve farzı.
Biliyorsan hepsini,
Kılıyorsan beşini,
Ezberlemek o zaman;
Pekiştirir işini...
Kılınmaz mı hiç namaz?
Ona giden vakit az.
Müslümanım diyene;
Hem sünnettir, hemde farz.
Müslümanım dedimi,
Allah'ını bildimi,
Namaz kula şart olur;
Belli yaşa geldimi!..
Sabah, öğle, ikindi,
Akşam,Yatsı; beş vakti,
Samimice kılanın;
Ferahlıyor da kendi...
Farz namazlar şöyle tam:
İki sabah, üç akşam,
Öğle, yatsı, ikindi;
Dörder rekat tastamam!..
Farz namazdan ayrıca;
Vitir vacip her gece,
Kılınırsa iyidir;
Nafileler güzelce!..
Nafileyi say şimdi!..
Vitirdeki niceydi?..
Cuma, bayram günlerin,
Rekatı kaç taneydi?
Rekatlıdır; Vitir üç.
Asla değil kula güç
Onu hemen kılanlar,
Yataklara yapar göç
Nafileye durulur.
Huşu ile kılınır.
Farzdan önce ve sonra,
Bazen bunlar bulunur.
Sabah güneş doğmadan
Daha farza durmadan
İki rekat sünneti
Kılarım ben her zaman.
Şu üç vakit önceden:
İkindi ve öğleden
Birde yatsı; dört rekat
Kılarım nafileden..
Öğle,Akşam,Yatsının,
Kıldım çok kez farzının;
Arkasından nafile...
Çift rekatı var bunun!..
Bayram-Cumada niyaz.
Biri Vacip, biri farz
Mü'minlerin imamı,
Kıldırırsa vardır haz
Rekatları ikişer
Özelliği hutbeler
Cuma-Bayram namazı ,
İstiklâli simgeler.
ORUÇ
Geldik şimdi oruca!.
Anlat haydi doğruca!..
Ne için o tutulur?
Emir var mı Allah'ca
Emir olur Ayetle..
Açıklanır sünnetle..
Başka kimse ibadet;
Belirtemez bid'atle!..
Hicri aydan Ramazan;
Kışın veya yaz bazan,
Görününce hilali,
Oruç tutar Müslüman.
Hicri aylar hilalle,
Ve de onun şekliyle,
Belli olur her zaman...
İzah et sen, bilgiyle!..
Her yeni ay; akşamdan,
"Yay şeklinde batıdan,
Görünen bir hilalle;
Belli olur, oradan!..
Batar hilal, görünüp,
Onu her kim duyup,
İşitirse; o gece,
Kalkar hemen uyanıp...
Sahurunu yeyince,
İmsak vakti girince,
Yatar hemen uykuya;
Niyetini edince...
Bütün günü yemeden,
Hiçbir şeyi içmeden,
Geçirir o, bu gibi,
Arzulara düşmeden...
Akşam güneş batınca.
İftar vakti olunca.
Gözler güler neş'eden;
Yemek-suya kanınca.
Ramazanlar bir düğün
Sahur zevkli, hoş öğün.
Süresiyse her sene;
Yirmidokuz-otuz gün
Yerindeyse sıhhati,
Yapmıyorsa cihadı,
Müslim yolcu değilse;
Oruç bu ay adeti.
Unutupta yiyenler,
Suyu bol bol içenler,
Devam eder oruca;
Sehven iftar edenler
Hiç bir özür olmadan,
Hatırdan da çıkmadan,
Bozar ise orucu;
Ne yapmalı bir adam?
Oruç bozan, bilerek;
Kefareti vererek,
Bu suçundan kurtulur;
Cezasını çekerek.
Kefaret de ne oluyor?
Buna çare oluyor!..
Orucunu bir insan;
Çocuk mu ki, bozuyor?
Keyfi bozan, orucu,
İşledimi bu suçu,
Cezasıdır kefaret;
Dünyada ki ilacı!..
|