bazı kelimelerin müstakil olarak kullanıldıklarında bir anlamı, bir araya gelerek kalıp ifade oluşturduklarında farklı bir anlam ifade ederler. Mesela ما (istifham, nefy ve ismi mevsul), إِذَا ve كان kelimeleri müstakil kullanıldıklarında ifade ettikleri anlamlar, birlikte kullanıldıklarında ifade ettikleri anlamlardan çok farklıdır. Şöyleki:
ما هذا؟ bu nedir? (soru)
ما رأيتُ görmedim (olumsuz)
هل فَهِمْتَ ما قالَهُ الأستاذُ؟ hocanın dediğini (dediği şeyi) anladın mı? (ismi mevsul)
إذَا جاء geldiği zaman, gelirse, geldiğinde
كان الجوٌّ باردًا hava soğuktu
Ancak bu kelimeler ما إذا كان şeklinde bir kalıp olarak kullanılırsa asıl anlamlarından uzaklaşır ve ....ip .....mediği şeklinde tamamen farklı bir anlam kazanır. İşte Arapça öğrenenlerin karşılaştığı en önemli sorunlardan biri de bu kalıplardır. Bunlar da Allah’ın izniyle azim ve ısrarla çalışanların karşısında tutunamaz.
Birkaç örnek:
سَنَرَى مَا إِذَا كَانَ الطالبُ يَنْجَحُ في الامتحانِ öğrencinin sınavda başarılı olup olmayacağını göreceğiz
لا أَعْلَمُ مَا إِذَا كَانَ أحمدُ سَيَزُورُنَا غَدًا Ahmet’in yarın bizi ziyaret edip etmeyeceğini bilmiyorum
لَمْ أَسْمَعْ مَا إِذَا كَانَتْ خديجةُ قَدْ رَجَعَتْ مِنَ القَرْيَةِ Hatice’nin köyden dönüp dönmediğini duymadım
|