Duha suresi.

Duha suresi
Bismillahirrahmanirrahim

andolsun kuşluk vaktine
andolsun geceye karanlık olduğu zaman
Rabb'in seni bırakmadı ve sana darılmadı
muhakkak ki ahiret senin için ilkden daha hayırlıdır...

bu hafta Duha suresinde bir gezintiye çıkalım. hem de dura dura... düşüne düşüne...hissede hissede..

"andolsun" her zaman olduğu gibi Allah, yarattığı bu harika alemde insan zihninin öyle durağan kalmasına razı değil. ve yine insanın durağanlaşan hayatında çer çöple dolmasına da razı değil. durum böyle olunca insanın iç dünyasında ve psikolojisinde çıkmaza düşüp boşlukların atmosferinde kaybolmasına ve işin içinden çıkamaz hale gelmesine de razı olmayacaktır.
bunun içinde, doğada var olan unsurlara dikkat çekerek içinde bulunduğumuz halden evrensel seviyeye yükselmemizi istiyor ettiği yeminlerle.
andolsun....andolsun.... andolsun...
leyl suresinde geceye yemin etti ve onun koyu karanlıkla örtünmesine. zıttı olan gündüze ve onun ortaya çıkışına.
sonra fecr'e yemin etti yani güneşin ağardığı vakte ve on geceye yani davranışların inşa edildiği gecelere.
ve şimdide duha'ya yani güneşin doğuşundan 45 dakikalık bir zaman sonra başlayan ve öğlene kavuşmadan biten bir süreye yemin ediyor.
Yani geceye ve gündüze sonra fecre ve kuşluk vaktine dört ayrı zaman dilimine.. önce kendi içinde dikkat çeken bir noktaya koyuyor ve sonra da mecaz anlamları ile bize servis ediyor. sizi, bir gerçek dünyanın gerçekleriyle can bulmaya; birde anlamlar dünyasında zihin atmosferinde dirilmeye itiyor.

ve dikkat edersek leyl suresinde gece , Fecr suresine gece
Duha suresinde gece den bahsediyor ve beraberinde aydınlığı temsil eden farklı zaman tiplerini gösteren terimleri kullanıyor.

Duha", nedir Duha?
Duha kelimesi yukarıda da belirttiğimiz gibi öğlenden önceki bir zamandır ve güneşin doğumundan 45 dakka sonra başlar. ve bir diğer anlamı da kurbanla alakalıdır. ve ekseriyetle kurbanın kesildiği zaman dilimini gösterir.

ve yine geceye ve içine girdiği hale yemin ediyor 
"seca" kelimesi kullanılıyor ve sakinleştiği zaman durulduğu zaman karanlığı çöktüğü zaman demektir. bir de seca kelimesi karakter huy tabiat vasıf özellik anlamına gelen kelimenin köküdür. buna göre gecenin tabiatını ve özelliğini vurguluyor.
ve gece geldiğinde tıpkı kefenle bir ölü nasıl sarılırsa dünya ve her şey aynı şekilde sarılır ve dolanır hemde sıkı sıkıya.

Allah rasulune bir fetret döneminden sonra sesleniyor ve ona yapacağı teselliye bu iki olguya yemin ederek başlıyor.
nasıl kuşluk vakti ve kurbana adanmış bir zaman varsa nasıl her şeye sukuneti indiren ve kendi karakterinin gereğini yapan bir gece varsa ve nasıl ki bütün bunları düzenleyen Allah bunları unutmuyorsa ve bırakmıyorsa seni de bırakmadı.

evet "Rabb'in seni bırakmadı ve sana darılmadı"
yani senden vazgeçmiş değil ve sana kızmış ta değil
nasıl bir gece geliyor bir gündüz geliyorsa, vahiyde sana; dura dura gelecek. bir sakinleşecek ki sen ve müslümanlar sukunete ersiniz düşünesiniz. ve yeniden çıkış için bir durulasınız ve hazmedesiniz. sonra canlı bir şekilde hayatın damarlarında akasınız.

Rabbin sana darılmadı.

ve bilki son ilkden hayırlı olacak.

ne çıkaracağız kendimize hisse olarak bu sureden?

hayatımızın döngüleri vardır. bir zirveye çıkarsınız ,bir inersiniz,bir durulursunuz, bir boşluğa düşersiniz bir de yalnızlık içinde elinizi neye atsanız yıkılır gider. ve devamı gelmez. hayatın ve işlerin ve psiklojinin karanlığında boğulursunuz ve bir çıkış ararsınız. kendinizi adadığınız her şey size ihanet etmiştir. ve size kendini adayanlarda hüsrana uğramıştır. her şey sonuçsuz gibi ve gelecek kapalı gibi olur. nefes alamazsınız daralırsınız.
işte Allah bütün bunların yaratılan bir özellik olduğunu söylüyor bu evrene ve imtihana has. ve bunların başa gelmesi yaratıcının ne olmadığını ne de yaratanın sizi bıraktığı anlamına gelmiyor. hele hele Allahı kızdırdığın anlamına geliyor da olmayabilir.
motivasyonu bırakamazsın. çalışmayı durduramazsın.
psikolojini yıkamazsın. boşluğa düşemezsin. kendini toparla ve kendin için ilkinden daha hayırlı bir sona ulaşacağın çalışmaya gir.

sonra bize bir de zirvelerin ve elde edilen değerlerin ve çalışmaların ilel ebed devam etmeyeceğini, her an rengini şeklini ortamını değiştireceğini ve bunun bir son olmadığı ve yeni ilkler için bir başlangıç olduğunu ve asıl sonun Allahın istediği sonda ve razı olduğu sonda olduğunu haber veriyor. ilklerin şaşasına takılıp sonları unutmamayı hatırlatıyor.
fecr suresinde ilkleri yaşayan kavimlerin sonları mesela...
Allah ni'met verirken ilkleri yaşayanlar ölçü ile kendilerine verilince terk edildikleri psikolojisine de gönderme yapılıyor. sen öyle nankör bir adam olamazsın. onların ilkleri parlak sonları perişan ama senin ilkin nasıl şimdin nasıl ve dikkat et senin sonun nasıl olacak. sonların hayırlı olduğunu sana haber veriyorum ve sen bu sonda bulunmak istiyorsan bu hayırlı sonu elde etmek istiyorsan gelecek kurallara dikkat et!
Dikkat et! çünkü Rabbin seni bırakmadı. senden vazgeçmedi. sana kızmadı. sana darılmadı ve seni terk etmedi.
hayırlı sonun ne ile elde edileceğini haftaya göreceğiz......
selam ve dua ile
AYŞE SIDIKA KOÇAK-İNAN
7 11 2017


 

duha suresine kaldığımız yerden devam ediyoruz.
"
Bismillahirrahmanirrahim
"Rabbin sana verecek sende razı olacaksın
seni yetim bulup barındırmadı mı?
seni şaşırmış bulup doğru yola eriştirmedi mi?
ve seni fakir bulup zengin etmedi mi?
öyleyse yetimi kahretme!
dilenci_isteyeni azarlama! 
ve rabbinin ni'metine gelince artık anlat!"

kuşluk vaktine yemin eden Allah bir önceki surede şımaran ve nankörleşen kullarının zayıf kullarını korumadıklarını haber vermişti ve sonunda onların bir kısmının da helak edildiğini söylemişti. ve bu halinden memnun olanlara da artık Rabbinden razı olarak ve razı olunmuş olarak dönmeleri emretmişti.

bu surede ise terk edildiğini düşünecek kadar yalnızlaşan kullara bir hatırlatma yaparak sahip oldukları şeyler hatırlatılıyor ve bunlara sahip olması onun terk edilmediğinin en önemli işareti olarak gösteriliyor ve geleceğe yönlendiriliyordu ve terk edilmeyenlerin de terk etmemesini emrediyordu aslında.
ne diyordu Allah surenin başında "rabbin sana darılmadı ve seni bırakmadı"...Rabbin sana verecek ve sen de razı olacaksın...
sana vaad ettiklerimiz gerçekleşecek durma! hadi iş başına! yapacağın önemli şeyler var. biz sözümüzü tutup senin üzerinde gerçekleştirceğimiz zamana kadar öyle duramazsın. sorumlulukların var bir an önce başlamalısın. sorumlulukların neler peki?
sorumlulukların aslında senin ki ile benzer özellikte...
öyleyse sen nasıldın?
yetim bulunulup barındırılmak" evvela toplumun en büyük kanayan yarası olan ve toplumu taa derinden yıkan ve sarsan ve tehlikeye maruz kalıp sonra tehlikeler saçan kesimi; yetimler.
yetimler korunulup barındırılırsa devrimler meydana gelir. gelecekler daha sağlam yapı üzerine oturur. bunun en büyük örneği korunan ve barındırılan yetim Muhammed'in geleceği değiştirecek eylemler ortaya koymasıydı.ve o korunan yetimi Allah koruyup, onun üzerinden tüm insanlara yetimlere sahip çıkarsanız bakın neler olur'u göstermek istiyordu. önce vefalı olurlar, önce fedakar olurlar önce zalime karşı dururlar önce hakları onlar savunurlar ya sonra ? sonra lider olurlar komutan olurlar ve her yaptıkları işte adil olurlar ve merhametli olurlar.
herkes aslında anadan doğduğunda fakirdi ve aşama aşama bir şeylere sahip olmaya başladı. ve zengin oldu. yani başkasında olmayan neye sahip iseniz siz onun zenginisiniz.

ve her kes hayatının bazı evrelerinde şaşırır ve ve çözüm yolları bulamaz. dara düşer ve bir oraya bir buraya gider. ve çözümsüz kalır. elini neye atsa yada hangi hayali kursa hepsi sonuçsuz kalır. hele bu sıkıntısı evrensel olunca. aşılması daha zor olur. devletler tarafından kuşatılmak. kötülenen yerilen tekfir edilen bir konumda olmak. sürekli rencide edilmek hem içeriden hem dışarıdan saldırıya uğramak. ve tüm emel ve arzularınızın tarumar edilmesi ve dipleri vurmak ve bir daha kalkacak gücü bulamadığınız halde kalkmaya çalışmak. ama kalakacak sizi kaldıracak şeye sahip olamamak. işte tam bu sırada bir hidayet rehberi önünüze bir yol koyuyor ve diyor ki her şey burada! ne ararsan hepsi burada yeter ki sen yönel ve iste ve dik dur ve dayan ve sabret ve zayıfları unutma! zenginlerin poh pohlandığı ve zayıfların terk edildiği dünyada sen işe tersinden başla. 
zenginlik mi dediniz tüm size verilenlere bir bakın hele onurla taşıdığını her şey sizin mülkünüzdür yetmez mi?ki biz daha fazlasını verdik.
bu ayetlerde toplumun en dibinde yaşayan ve en tepesinde yaşayan herkes, kendisi için bir şey bulur ve destek olunduğunu hisseder.
evet ilk işin ne olacak
vekil mi? yönetimi ele geçirmek mi? ekonomik güce ulaşmak mı? askeri ve istihbarat açısından güc sahibi olmak mı? akademik kariyerlere sahip olmak mı?
en büyük evlerde ve en çok mallar içinde mi?
en güçlü vakıf dernek cemaatlere sahip olmaya çalışmak mı?

hayır ilk işin ve hedefin bu olamaz. 
senin ilk işin lailahe illallah çerçevesinde geleceği imar edecek ve etmesi gerekenlere el atmak ve onlarla hayat yolunu yürümektir.
ne yapacağız peki?
kahretmeyeceğiz çünkü Allah kahretme dedi. dikkat edin azarlama demedi. azarlama eylemini isteyenlere karşı yapılmamasını emretti.

yetimleri kahretmek onları yüz üstü bırakmak ve ellerinden tutmadığınız gibi bir sevgiyi ve ilgiyi esirgemektir 
kahretmek. zorla baskı ile davranmak. istemedikleri şeye mecbur etmektir.

bir yetim olarak büyürken ben ve kardeşlerim kahretmenin ne demek olduğunu iyi hissetmişizdir.
kahretmek, herkes varken yokluğu yaşamaktır. elinden tutan olmamasıdır. ve sen yapsanda yapmasanda olur diye itelenmektir. sahip olduklarının elinden alınıp bir tarafa hoyratça atılırken ilim üzerinde yaşam üzerinde kuruduğun hayallerinin aşağılanması ve öylesine tekmelenip gidilmesidir.
yalnızlık içinde belkide kalorifer dairelerinde uyuyan kardeşlerin için bir şeyler yapamamaktır ve gücü yetenlerin vurdum duymaz islamcılık oyunlarının gölgesinde ölüme adım attıklarında da cenazesinin bile öyle namazsız terk edilişidir.

yetimi kahretme! bu gün sınıfta kaldığımız en acı gerçek. dernekçilik vakıfçılık cemaatçilik particilik oynayanların yetimi doyururken bu işin sadece onların karnını doyurmak ve sırtlarını giydirmek olarak anlamaları bu ayetleri anlamadıklarını da göstermektedir. yanlış anlaşılmasın yaptıkları iş asla basit ve küçük görülecek bir iş değildir.
ama biz biliyoruz ki en yakınlarında ki yetimler için ortaya koydukları muameleler ortada.
örnek vermek gerekirse: mavi marmara saldırısında şehit düşen bir abimizin çocuklarının ilgisizlik yüzünden içki batağına düşmüş olmaları özelliklede bu abimizin ihh nın gönüllülerinden olması oldukça manidardir.
Allah, yetimlerin doyurulmasından önce ikram edilmesini ve kahredilmemesi ve güzel iyi sözler söylenmesi emrini veriyor.

ve isteyeni azarlama,
en küçük ve en basitinden olsun ilim ve destek olsun dünyalık ve manevi yönden olsun senden bir şeyler isteyenleri azarlama. istediklerinden dolayı ezilmesinler aşağılanmasınlar. kırılmasınlar.
isteyen kişi ister dilenci olsun ister komşu olsun ,ister bir akraba ister yabancı olsun ister aynı düşüncenin ister karşı düşüncenin bir elemanı olsun ister sevdiğiniz ister kızdığını nefret ettiğiniz biri olsun isteyince azarlama. tersleme hatta bazı ayetlerde Allah güzel sözler söylenmesini emrediyor eğer vereceğiniz şeyler yoksa veremiyorsanız bir de...
ve Rabinin ni'metine gelince anlat diyerek tüm muhatap olduklarımızın yaratanı ve ni'metlerini bilmesini sağlamamızı ve yaratana onca ni'metine rağmen bir şeylerde eksiklik hissediyor diye nankörlük etmemesini sağlamamızı isityor.
hatırlat ki kullar bu ni'metler sayesinde mutlu olsunlar ve tahammul edebilsinler...

unutmayalım ki hepimiz insanların mutlu hissetmesinden ve eve döndüklerinde ailelerine hissettikleri mutluluğu yansıtmalarından sorumluyuz. çünkü biz müslümanız ve öylesine yaşayamayız. her konuşmanın ve her eylemin mutlaka hayırlı bir yansıması olmalıdır.

sizle konuşmak bir insanın birilerini sevmesini sağlamıyor ise kendinize bir daha bakın ve hemen düzelmeye çalışın. insanların cennete gitmeye ihtiyacı var ve bunun önemini hissettirmek sizin vazifeniz.

Ayşe Sıdıkı Koçak 
19 11 2017

 


 
 
Facebook beğen
 
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol