TEBBET/MESED/LEHEB SURESİ
Bu sureyi bilmeyenimiz yok gibidir. Bir amca, sert-kindar-acımasız ve saldırgan ve alçak aslında korkak.
Bir kardeş, merhametli-korumacı-şefkatli-fedakar-sakin ve aslında cesur...
Bir yeğen her şeyiyle merhametli amcasının eğitiminden çıkmış, fedakar, şefkatli,içli,sakin,prensip sahibi, affeden ve aslında cesur ve cesaretini de bir dedesinden bir de şefkatli amcasından almış..
Allah teala bazı insanlara bir tek şey verir, bazılarına da biraz verir ve her kime ne verirse bir başka şeyi eksik kılar.
ama öyle de kişiler vardır ki her şeyleri tamdır. ve bu tamlığın imtihanını yaşarlar..
Bir insana eğer şu şeyler verilmişse düşünmelidir.
1- mal para yani ekonomik güç ve yeterlilik.
2- hitabet- ses- yani etkileyici konuşma becerisi
3- görsellik ve endam yani boy ve beden güzelliği
4- makam- statü-diploma ve kariyer
5- ailesel karizma
tüm bunlar dünyalık olarak insanların önemsedikleri ve sahip olmak istedikleri ve sahip olabilmek için can hıraş çalıştıkları değerlerdir. ve sahip olduklarında ise kaybetmemek için her türlü çabayı ortaya koyarken gerekirse ahlaksızlaşıp başkalarına zulmedebildikleri değerlerdir.
Allahın yukarda saydığımız 5 ni'meti yaratması dünya işlerini yürütebilmek adına önemli ni'metlerdir.
ama ne zaman ki bu değerler zulum adına kullanılmaya başlanırsa artık değer olmaktan çıkarlar. ve Allah bu değerlere sahip olmayı zulme dönüştüğünde yerer ve azab için neden sayar..
Bir kişide eğer mal varsa sözü geçer. isterse hitabeti, makamı, görselliği ve güçlü bir aileden olmasın. aynı şey diğer değerler içinde geçerlidir.Her bir değer başlı başına toplum içinde sahibini saydırır. ve söz sahibi yapar. bu değerlere sahip olmayanları yönetmeyi köleleştirmeyi istismar etmeyi sağlar..
işte tam bu noktada Allah da Rasulleri aracılığı ile mudahale eder. ve değerleri adam akıllı kullanmaya çağırır. sana verdiklerimi canının istediği gibi kullanamazsın diye ihtarda bulunur.
Gelelim surenin ele aldığı şahsa; Ebu Lehebe
bu adam bu sayılan değerlerin hepsine sahipti. ve bu sahip olduğu şeyleri kompleksine girdiği yerlerde ve şahısların yanında kullanıyor ve bundan vaz geçmek istemiyordu. asıl değeriin adam olmaktan geçtiğini unutmuştu ve kiibirli kendini beğenenlerin yanında var olma arzusu en son haddindeydi. yani Ebu leheb bu değerleri kullanmaya kendini gerçekten iyi kaptırmıştı.
öyleyse bu sahip olduğu değerlerle girebildiği zenginlerin yanı ve parlementosunda kalabailmek ve aşağılanmamak için Muhammed'le-Rasulle kendi bizzatihi savaşmalıydı ve Rasulu, o pasifize etmeliydi. her şeyiyle ve her türlü gücüyle sindirmeliydi.
bu yüzden de kendi tarafı, akrabası, kabilesi olan bu peygambere diğerlerinden daha fazla zulum yaptı.
Ebu lehep ve karısı şerde muthiş bir dayanışma ortaya koydular ve gerçekten şer konusunda muhteşem bir çalışma ortaya koydular...bu alanda Velit b. muğireden aşağı kalır tarafları yoktu. hatta bu bir numaraydı. Çünki Allah, bu ailenin ismini direk Kur'anda bahsetti..
"Ebu Lehebin elleri kurusun ve kurududa"
sahip olduğu sosyal gücü ve ekonomik gücü...bir de kendisi yok olsun dedi Allah..
yani ey sahip olduklarını ve kendi gücünü lanet edilesi şekilde kullananlar siz de sahip olduklarınız yok olun!..
Peki Risaletin başında bir adama lanet etmek ve onun cehennemlik olduğunu haber vermek adaletsizlik değil mi. şans vermemek. ve hemen cehennemin dibine göndermek.
Firavundan daha mı kötüydü. ya da Nuh'un oğlundan
onlara ölüm gelene kadar şans verildi ve Ebu Leheble karısına risaletin başında cehennem kesinleşti..
üstelik bir de daha ölmeden Ayette ismen aşağılandılar..
Allah aslında bu sure ile toplumda bir model oluşturan ve etki gücü yüksek ve ahlaksız bir aile modeline dikkat çekiyor ve bu aile gibi davranırsanız ey insanlar sonunuz cehennem olacak..
bu aile gibi derken bu aileye de "sizi sevmedim ve size cehennemi vaad ediyorum. sizi sevmem için kendinizi düzeltin."
şu an cehennem sizin için garanti haberiniz olsun. bunu değiştirin diye bir ilandır. ve sahip olduğu değerlerle girdiği kafirlerin parlementosunda da Allah'ın eleştirdiği adam olarak onuru rencide edilmiş olarak bulunacak. Bu tipler hiç bir eksikliklerinin olmaması için ellerinden geleni yaparlar. ve Allah, ebu lehebe en büyük lekeyi ve eksikliği vuruyor..
Bu cehennemle müjdelenmenin geçici olabileceğine bir örnekte şöyle verebiliriz.
bir gün hz Ömere bir sahabe geliyor ve diyor ki Ey emirel mu'minin sen cennetle müjdelenmemiş miydin? neden bu kadar ibadet ediyorsun neden bu kadar korkuyorsun der ve Ömer "O, o zamandı" diye cevap verir.
yani bir insanın yaptığı güzelliğe karşılık cennet ozaman için geçerlidir ve her an değişebilir.. ve cehennemlik olma olayı da aynı şekildedir.
insan oğlu kendinin cennetlik mi olduğunu cehennemlik mi olduğunu asla bilemez. öyle bir şey olur ki cennete yada cehenneme gidersiniz. nice cehennemlikleri cennette ve nice cennetlikleri cehennemde görürüsünüz bu Allahın ayetidir..
ebu lehebin, devam ederse durumunun kesinliği haber veriliyor ve adam kendini düzletmek için hiç bir şey yapmıyor. kendini düzletmiyor. üstelik bunu inandığı Allah söylüyor..
mesela bir başka örnekle şöyle diyebiliriz:
osmanlı devletinin zirvede olduğu dönemlerde, Avrupada yeni kıpırdanmalar ve yenilikçi hareketler ortaya çıkmaya başlamıştı.
sonraları bu yeni hareketler gelişti ve gelişti şimdiki halini aldı. ve bu zaman zarfında Osmanlı yıkılıp gitti.
bir yerde bir güç olduğunuzda aslında yıkılışınızında başlangıcı gelmiştir.. ve bu yıkılış size karşı yeni doğan bir hareketle başlar.
yeniliği ve gerçeği göremezseniz ve kendinizi ona uydurmazsanız üstelik bir de direnirseniz yok olur gidersiniz.
Risaletin ilk döneminde Allah bunun vaadini veriyor..
tebbet "kurudu- mahvoldu"demektir yani artık döneminiz işiniz sisteminiz bitti . işler artık bizim istediğimiz gibi yürüyecek deniliyor..
ve sadece kendinden emin olan liderler asilzadeler değil, onların uşakları, yardakçıları, şakşakçıları da; ve bu uşaklara ve yardakçılara- ailelerine varıncaya kadar güç veren destekleyen diğer avamda hepiniz bittiniz demektir..
bir diğer mesaj ise gerçek diktalara güç verenler, Ebu lehep tarzında içimizden çıkan uşak ve yardakçılardır. ve Allah bu kesimin tehlikesinin daha büyük olduğuna ve yıkımlarda ve sömürüde katkılarının çok büyük olduğuna dikkat çekiyor.
"Karısı da odun taşıyacak" bu zihniyet için en büyük hakaret hiztmetçinizin kölenizin işçinizin yaptığı işle anılmaktır.
her türlü pisliği taşıyan ve Rasule atan bu kadın; aşağıladığı kölelerin yaptığı ile sıfatlanıyor ve hammal olarak niteleniyor..
ve sahip olduğu ve övünç için kullandığı takıları ise urgan olarak niteleniyor...
hani derler ya eşeğe semeri altından vursan ne değişir eşek eşektir.
altın takmakla eşek eşeklikten çıkmaz.
şimdi iyi düşenelim, Avrupa ve Amerikaya uşak olan yöneticilerimizi ve çadır çadır dolaşıp bizi birbirimize nasıl düşürdüklerini. ve ötekimize alevi sünni şii dediklerini ve dedittirdiklerini.
ve bu uşakalrın zulumleri olmasa dünyada hiç bir şeytani gücün kalmayacağını
ve sahip olunanların nerelerde nasıl kullanılacağını
kadınlar olarak takılan altınlar aslında bizi kiminle aynı kefeye koyduğunu
Rasulun karısı her şeyini feda ederken ebu lehebin karısının boynundaki ile nasıl zulum ve ezme vaadlerinde bulunduğunu
ve günümüz müslüman kadınlarında takıları ile nasıl hava attarak ezmeye çalıştıklarını
malımızın ve kazandıklarımzın bizi nereye yaslayacağını
ve bizi destekleyenlerin cehennemine neden olduğumuzu da
Ailecek kötümü olacağız yoksa iyiliğe aday mı olacağız...
Karar bizim
biz kimiz? kimden tarafayız? ve bize verileni nerde nasıl kullanıyoruz?
Rabbim sen bizi kınadığın cehennemi vaad ettiğin kişilerin yoluna iletme..
Ayşe Sıdıka Koçak
11 03 2017