kıssa nedir?
kıssa kelimesini tanımakla başlayalım.
kıssa; kaf sad harflerinden türemiştir
kassa; kesmek anlatmak izlemek kesip almak demektir
قصة
hikaye- kesme-olay-haber-durum- hal
قصاص
misliyle cezalandırma
مقص
makas- kesen

şimdi gördüğünüz gibi bu üç kelime aynı kökten türemiş ve farklı anlamda kullanılmıştır.
buna göre "kıssa" kuranda anlatılan, birlilerine ait hikaye yada öz geçmiş değildir. "kıssa" olayı yaşayan kişilerin hayatlarında ders çıkarılacak bölümün; o olaydan kesilerek aktarılmasıdır. ve hedef o bölümün izlenmesi takip edilmesidir. yani yaşanmasıdır.

"kısas" ise yapılan suçlara verilecek cezaların içinden o suça denk gelecek cezanın uygulanmasıdır. ve amaç suçun kesilmesini sağlamaktır. aynı zamanda olaya şahit olanların bu suçları işlemesinin önünü kesmektir. yani kısas sadece ölüme ölüm demek değildir. caydıracak her türlü cezanın her türlü suça verilemesidir. hem yapanın hem görenin izleyeceği ve korkacağı bir modellik oluşturmaktır.

gelelim "mikas" olarak okunan "makas" kelimesine
makası bilmeyenler yoktur her halde
makasla alınacak ve atılacak bir şeyleri birbirinden ayırırsınız.
ama makas doğru kullanılmazsa doğru olanı,parçalar atar kötü olanı da alırsınız.
şimdi bu bilgiden yola çıkarak kur'anın bize anlattığı kıssaları alırken hikaye usuluyle almaktan vazgeçmeli ve nasıl hayatımıza geçireceğimizi düşünmeliyiz. diğer taraftan her suça bir kısas varsa ki en büyüğü cinayete idam ve en küçüğü de parayla kefaret yada oruç cezasıdır. işlediğimiz hatalara ve günahlara karşı bir tövebe ve suçu kesrek atma gibi, sonrasında da bir islahat yaparak ve iyilikete bulunarak; iyilikle kötülük arasına bir makas atıp tarafımızın iyilerden tarafa olduğunu ameli olarak gösterelim. gösterelim ki hayatımız kuranda gecen kıssalarda ki olumlu şahsiyetlerin hayatına benzesin.
bu günün müslüman dünyası doğruyu yanlıştan ayırma hasletini bıraktı ve kesip saflarını belirlediği batılın ve hakkın hangisi doğru hangisi yanlış karıştırdı ve bu karışıklık ümmet bilincine zarar verdi.
derken israilci olduk, abd'ci olduk, iktidarcı olduk, cemaatçi olduk , mezhepçi olduk, müslüman olamadık, alevilere-şiilere-cemaatçilere-elaleme düşman olduk. komşuya akrabaya düşman olduk karıştıran olduk,yıkan olduk,ağlatan olduk, ensar olduğumuzu haykırdık, ama medine ensarının ve muhaciirinin yüzüne bakacak bir yüzümüz kalmadı. yalancı olduk- yalanladık- maddeye taptık-torpillere saplandık- hak hudut tanımadık-sınırları aştık.
kur'anın anlattğı kıssada; nasılsa cennete, varsa eğer, biz gideceğiz diyen azılı zalimlere dönüştük.

at gözlüğünü çıkarıp olaylara ferasetle bakan
doğru bir makasla doğruyu yanlıştan ayıran
kesdiklerinden doğruyu alabilen
aldıklarında sabit kalabilen
zamana göre şekil değiştirmeyenlerden olamak duası ile
AYŞE KOÇAK